26 Haziran 2008 Perşembe

YILDIZ BÜYÜSÜ

İnsan hiç dokunmadığı birini özler mi?
İçinde olan birine küsebilir mi?
Özlüyorum ve yokluğumuz küstürmüyor beni hayata

Yıldız büyüsü bu geçmez ki
Gel sen boz kolaysa!

4 Haziran 2008 Çarşamba

EGE'DE BİR DENİZ KIZI


Gülüşü nefes
Bakışı hüzün
Çehresi bahar adam

Kokunu dalgalara sesini rüzgarlara emanet ver ordayım

Ege'nin marmara'ya döküldüğü her gün boğazdayım.

Deniz kızın ege sularında yüzecek
Dokunamadığım tenindir sıcağım.

Düş bitince kırık bir tebessüm olayım dudaklarında
Olmasın nefes izleri hiç kenarlarında.

3 Haziran 2008 Salı

ÇAĞRI

kaç sene oldu saymadım telefonla çaldırmayı bırakalı. bir çocukluk anısı gibi uzakta şimdi. oysa biz arkadaşlar birbirimizi çaldırırdık ve bundan zevk alırdık. hep birbirimizin aklındaydık.

geçti aradan yıllar geçti biz ayrıldık, anıları bıraktık.

şimdi tek bir çağrı bile yeter bana.
yeter ki o'ndan olsun.
aramaz ki çağrı bıraksın.

büyüdük belki.

çocukken yenilen tadelle tadı gibiydi ilk zamanlar duygularımız sonra zamana yenildi alıştık.

messenger sohbetleri ikonlar ile mektuplar gibi tarihe karıştık. çalmayan telefonlar baştan işaretti yollar okul bittiğinde kopmuştu.

şimdi tek bir çağrı yeter bana.
o'ndan olsun.

kimine göre çocukçadır çağrı atmak ama olsun aklımdasın bunu neden bilmiyorsun.

şimdi tek bir ses bana yeter
o'ndan olsun.

sesi ruhuma dolsun...

2 Haziran 2008 Pazartesi

AY IŞIĞI

Tuhaf bir geceydi. Üst üste onlarca kez aynı şarkıyı dinlediğimden mi bilmiyorum beynim farklı algılıyordu her şeyi.

Ay ışığı bir bardağa konup sek içilir mi ? İçine biraz yıldız tozu serpiştirsem baharatlı olsa. İçsem sarhoş olsam güneşler kovalasa beni düşümde. Sen hangi güneşe aitsin bilemem. Sen gelsen düşüme yalnız bu gece gelsen.

Sol yanımda ince bir sızı var, sustum böyle oldu. Konuştum rezil oldum. Su içtim sarhoş oldum. Benden hiç gitmedin. Arada bir göç ettin sonra yuvana geri döndün. Kendi kendime rezil oldum sen bilmedin. Dağıldım. toparlanmadım. Seni aramadım sormamam görmemem bir şey değiştirmezdi. Gözbebeğime çizmiştim ben seni. Elimdeki çizgilerdin. Ona buna ağladım anlatamadan sustum. Kendimi dinledim.

Dudaklarının ıslak coğraftasında bir yer bulurum bir gün bulurum da o da tsunamim olur boğulurum. Bilirim bir kenar süsüyüm hayatında. Sadece seni seven biri. Yani olmasam da olur...

Tuhaf bir gece, balkonda sigara içiyor kardeşim dumanı içimde. Aynı şarkıyı üst üste dinledim sanırım sorun bende.

Ay ışığı bir bardağa konup içilir mi? İçine biraz yıldız tozu serpiştirsem. Güneşler kovalasa beni düşümde.

Gel demiştim ama gelme bu halimi görme.

Tuhaf bir gece tuhaf çok tuhaf...

NEFES


Bizim benzer acılarımız vardı belki sırf bu yüzden birbirimize bağlandık. Zamanla acımız geçti ya da biz acıya alıştık birbirimize alıştığımız gibi.

Zaten hayatımız iyi çekilmiş bir filmin ikinci çekiminden ibaretti ve bu çekim çok kötüydü. Bir sinema filminin korsan versiyonu . İzlemeye istek duyulmayan, cızırtılı.

Ben gidiyorum demeden gitti. Hiç ummamıştım böyle ani olacağını. Ani ve kesin bir çırpıda. Haber dahi vermeden gitti. Yakışmamıştı.

O gittikten sonra bir müddet kendime gelemedim. Küçük bir travma diyeceğim hiç ama hiç değildi büyük bir buhrandı yokluğu. Elinden en sevdiği oyuncağı alınmış beş yaşındaki çocuklara dönmüştüm. Aradım onun yokluğunu dolduracak bir şey aradım bulamadım hemen. Arandım tarandım geçmişe döndüm geleceğe baktım yoktu onun yerine koyacağım hiçbir şey yoktu. Belki benim en büyük hatamdı onu tüm dünyam yapmam. Neden böle yapmıştım. Neden hiç benim olmayacak bir adamı bu kadar çok sevmiş bu kadar çok sahiplenmiştim. Bizimki aşk bile değildi. Yaralarımızın birer tuzlu pansumanı olmuştuk.

Çok ama çok sevdiğimi sonra daha bir anladım. Onun hiç sevmediğini anladığım zamana denk düştü bu. Sanırım bu hikayede aptal başrol bana düşmüştü. Esas adam hem zeki hem de delice sevilen ama sevmeyendi. Gülümsedim. Taşlar yerine oturmuştu. Amerikayı yeniden keşfettim sanki halime güldüm katılırcasına.

Hastalığı teşhis etmiş doktor gibi kendime güvenim geldi. Evet belki sevilmeyendim ama sevendim bu da yeterdi. Ve bir şey daha.

Nefes geldi. Kumral saçları dümdüz ve incecikti. Yüzünde çikolata izleri ile gülümserken anladım onun sarı kumlarla çevreli yeşil gözlerinde gördüm geleceği. Ve hayatımın anlamını.

O, Nefes ile beni bir başıma bırakıp gitmişti. Değer miydi gidişine değmezdi.

Bizim eş sevinçlerimiz vardı ama o görmemişti.

Bir gün döndü. Hiçbir şey olmamış gibi.

Bu kez ben geliyorum bile demeden döndü. Şaşırmadım zaten o ne yapsa şaşırmazdım artık. Nefes'e sarıldım.

"Anne " dedi
"Babama hoş geldin demeyecek misin?"

Gülümsedim.

"Hoş geldin canım"

(devam edecek)

1 Haziran 2008 Pazar

HÜZZAM


ben bekleyendim,
o beklenilen
roller hiç değişmedi.

ekledim çıkardım çarptım böldüm
seven bendim
o sevmeyen.

bekledim.
aramasını tek bir kez
bekledim bir kez benden önce düşünmesini.
düşünmedi.

sevdim bekledim özledim.
sevmedi beklemedi özlemedi.

o beklenilendi.
ben bekleyen
roller hiç değişmedi.

hüzzam bir şarkıda kaybolmuş gibiyim
el veren olmadı
hiç ağlamadım

kendime gülümsedim
deniz kızları ağlamaz ki denizin içinde.

kendime gülümsedim
deniz kızları uyumazlar ki düş görebilsinler.

ben bekleyendim
o beklenilen
sadece aynı gökyüzü başımızda

ben akdenizde o dünyamın merkezinde
ayrı yakamozlar gözlerimizde

kendime gülümsedim
deniz kızları düş kurmazlar ki üzülebilsinler.
bekledim sadece düşlemedim ki.

gittim her şeyi bir kıyıda bırakarak
dalgalara göz kırptım.
masal neyse ben gereğini yaptım.