29 Mayıs 2008 Perşembe

MEKTUPLAR


sana hiç göndermediğim, gönderemeyeceğim mektuplar yazıyorum. bazen elime kağıdı kalemi alıp yazıyorum eskiden olduğu gibi. çok eskiden, o ilk günlerdeki gibi. kafa kağıdım büyüdü de zeka yaşım hep aynı. hala aynı saflıkla yaşıyorum. serde sevda var. sonra okuyorum yazdıklarımı tekrar tekrar o bilindik amblemi yapıp sayfanın başına, koyuyorum dosyaya, hani şu ad ve soyadının tersi kalp oluyor ya işte o amblem. saymadım kaç mektup oldu sana yazdığım. senin hiç bilmeyeceğin. bilmesen de sevilmek böyle bir şey işte canımın içi.sonra gece oluyor aklımdan cümleler geçiyor, diyorum bu aşk fazla geldi bana. beni eskitiyor. artık 19 yaşında değilim ki gökyüzüm. bak küresel ısınma da oldu. nerelere gitsem bilmiyorum.

sana hiç göndermediğim mektuplar yazıyorum içine hep kendimden koyuyorum sana dair bir şey yok bende. bakıyorum bulamıyorum sana dair ne var bende. biriktirdiğim cümleler o kadar çok ki içimde yastık başıma batıyor geceleri. düşünmeden uyuyamıyorum. mektup yazar gibi cümleler ile samanyolu kuruyorum kendime. kimi zaman hikayeler kimi zaman şiirler kimi zaman mektuplar yazıyorum. bu deli halimin sebebi sensin. biliyorum bu aşk bana hiç yaramadı. bu deli halimin sebebi sensin. şarkılara vuruyorum kendimi. aynı şarkıyı 100 kere dinliyorum. bu ara her yanim ayrılık'a sardım. öyle bir dolandı ki şarkı bana 2 günde 100 kere dinledim ben. notaları içimden çıkaracağım o derece yani.

kendime aşkın 28 halinden birini seçmedim diye üzülmüyorum senin haline üzülüyorum. senin kara saplanan yüreğine ne çare bulsam diye. bak kar yağıyor orda.

ödül müdür ödünç müdür bu sevda yükü bana.
ağlayan bu yara benimdir,
içinde susmayan deniz kızı şimdi yolunu bulur, okyanuslarda.

Hiç yorum yok: