29 Mayıs 2008 Perşembe

CAMDAN ŞATODAKİ PAPATYA


ben sana yaklaşmak için bir adım geliyorum,
sen ise benden kaçmak için on adım geri gidiyorsun. ben seni anlamıyorum.
biliyorum harika biri değilim, ne çok güzelim, ne çok zeki, on parmağımda on marifet de yok hani...
yani haklısın bana yüz vermemekte.

ama ne bileyim, bir tebessüm etmen de çok değil,
bir selam ver göz ucuyla "gördüm seni" der gibi.
ne bileyim "merhaba" de sıcak taze ekmek koksun bu merhaba sen gibi yürekten.
ama sakın görmemezlikten gelme beni,vurma beni derinden.
çünkü sen kar gibisin beyaz ve ince ve saplanmışım kara ben bir kere.
kurtulmam lazım, kurtaracak başka sen yok.
sen de "o" değilsin ben bunu çoktan anladım.
sen merak etme.

sen papatya tarlaları gördün mü hiç?
bir uçtan bir uca, başı yüksek, başı mağrur, burnu tepelerde papatyalar!..
onlar gibisin işte güne hasret, güneşe hasret,suya, yağmura,emeğe ve sevgiye
sen aşka hasretsin
papatyam sen bunu nerden bileceksin!

sen yine görmeyen nazarlar at çevrene; görme duyma ve sakın sevme kimseyi.
ve bir gün buz tutan yüreğinde artık yeşil dallar veremediğinde;
bekleme birileri gelir beni kurtarır diye
gün geçer, ay geçer. sen de yalnız kalırsın.
sende üzgün olursun

ben sana yine papatyam derim
yine içim titreyerek söylerim şarkımı
sen yine başın dik, kalbin kapalı yaşarsın.
sen böylesin işte;

camdan şatondan asla çıkmazsın!..

1 yorum:

Adsız dedi ki...

saçların harika görünüyor allah nazardan saklasın maaşallah