29 Mayıs 2008 Perşembe

ÇINARIM


yazarken susuyorum aslında
yazarken seni buluyorum satırlarda
yazarken ruhun ruhuma değiyor diyorum

bu sevda yükü çok yakıştı bana
ve dokundukça melodiler bana
sözlerin cam kırığı gibi batıyor içime
susmak düşüyor en çok bana

ve sen bilirsin ben susmayı hiç beceremem
ya yazarım ya konuşurum
bir de gözlerimi kapayıp seni dinlerim
bir seni dinlerim bir seni

sen hiç dokunmadığım dokunamayacağım sevgilim
sen geveze kızları hiç çekemezsin bilirim.

ben balıkçıl kuşun bir akdeniz havası gönderdim sana.
bir çınar yaprağı parktaki güzel ağacımdan.
sen onu daha görmedin

sana benzer çınarım
sen kadar büyük
sen kadar değerli
sen kadar benimdir o.

yazları yemyeşildir çınarım
ve ben yazları onun altından seyrederim denizi.
ve kışları o çıplaktır ve bensizdir benim her dem sensiz olduğum gibi.

oysa ben çınarımı düşünürüm kışları da uzakta olsa ağacım bana
o ve sen aynısınız işte.
o ve sen ikiniz de herkese aitsiniz
en çok doğaya ve sevenlere.

ben de kendimi denize adadım.
işte deniz kızın böyle doğdu dokunamayacağım sevgilim.
bir avuç köpük oldu sen bilemedin ...

Hiç yorum yok: